24 Mayıs 2011 Salı

Sen ve Dostlarım

Resim yazısı ekle

Bu sabah telefonun alarm ziliyle uyandım. Gece diğer günlere göre çok erken sayılacak bir saatte uyumuş olmama rağmen gözlerimi açmakta zorlandım. Alel acele telefonu bulup alarmı susturana kadar kuzucuk gözleri kapalı yanından ayrıldığımı hissettiğinden elleriyle yatağı yoklayıp beni aramaya başladı. Zaten benimde aklım hala yatakta atladım kızımın sıcak kucağına. Saçlarını okşadım, öptüm, kokladım pamuk yanaklarını, kuzucukta iki koluyla sıkı sıkı sarıldı bana. Bu halde ana kız sarmaş dolaş bir uyumuşum servisin gelmesine beş dakika kala uyandım telaşla. O kısa süredeki uyku bana bir ömür telaşını unutturdu, içimi tatlı bir huzur kapladı. Sıcacık bir sevginin tüm bedenimi ısıtarak, yüzümde belirgin bir gülümseye dönüştüğü andı evden çıkışım.

Oya günüm çok sıkıcı ve tatsız geçmiş, içinden çıkamadığım bir hale dönüşmüştü hayatım bir anda. Plan ve hesaplarımın karışmasının verdiği gerginlikle Asude’nin koşturmaları, çılgınlıkları, ağlamaları üstüne hayatın tüm yükü üzerinde olan bendenize akşam babacığın gelipte çözüm yerine “e ne olacak ne yapacaksın şimdi deyişi”…Bir gece evveli sabaha kadar uyuyamamış uyku ve uyanıklık arası gördüğüm hayaller kâbuslar karışımı bir dizi olayın sadece kâbus kısmı gündüz canlanıvermişti nasıl olduysa. Aklına gelenin başına gelmesi gibi bir şeydi galiba bu benim hayatımda birçok kez yaşadığım şeyin adı. Stres ve baskı altında genelde huzursuz ve sinirli olurken bu son olanlar sonucu umursamaz bir ruh haliyle erkenden uyumayı seçtim iyiki de öyle yapmışım. Sımsıkı sarılarak küçük kuzuma, saçlarını severken ellerimi çekip yanaklarını okşamamı istedi. Onun en çok bu uyku halini seviyorum. Gündüz içine cin kaçmış küçük haylazdan eser yok uykuda. Ağzı yarı açık gözler yumuk yumuk, pamuk yanakları kırmızılaşmış…
İçimin sıcaklığı, bu huzurlu halim hiç geçmesin istiyordum. Ama birazdan servisten inecek soğuk ve kasvetli havasını dağıtmak için maviye boyanmış büyük binanın merdivenlerinden çıkarken bile gerilerek sıkılarak girecektim işyerine. Nedensiz birdendire aklıma çok sevdiğim bir arkadaşım geldi yüreğim daha da ısındı. İstanbul’da olmasına rağmen uzak mesafeler nedeniyle görüşemediğim ara sıra telefonla konuşabildiğim canım ablam. Varlığını bilmek bile, canım sıkıldığında seni arayabileceğimi bilmek bile ne huzur verici. Sonra bir diğeri, bir diğeri derken onlarcası… Dostluk bu herhalde, en kötü anında ismini hatırladığında yüreğine yayılan sevgi sıcaklığı, huzur. Çevremde bulunan bir sürü insan kalabalığını arkadaşım zannedip onlarda da sizdeki sıcaklığı arayacak kadar aptalmışım. Bu huzuru sükûneti bulamadığım için ne kadar üzülüp ağlamıştım. Sonra da kendimi dünyanın en yalnız insanı olarak görmüş, geçimsiz huysuzun birimiyim diye düşünmüştüm. Oysa şimdi birdenbire beni kendimden iyi tanıyan, kendime dahi haksızlık yapmamı engelleyen birçok dostum olduğunu anımsadım. Kızıma sarıldığımda hissettiğim o eşsiz huzuru sizlerin sohbetinde bulmak ne garip.
Sizlerin yokluğunu dolduramayışımın verdiği boşlukmuş meğersem iç sıkıntılarımın nedeni. İşte bu sabah tekrar yüreğimin dolduğunu hissettim Asudemin sıcaklığında. Yaşlı bir teyze Asude için senin arkadaşın, dostun olacak dediğinde gülümsemiştim o benim kızım annelik arkadaşlıkla nasıl aynı olacak diye. Oysa şimdiden ağladığımda gözyaşlarımı silen, üzüldüğümde yanağıma küçük buseler konduran, babasıyla ufak tartışmamızda bile koşarak babasına parmağını sallayıp “ şus anne dızma” deyip yüzüne hızlı bir şaplak indiren küçük meleğim, beni koruması altına almışta haberim yok. Ufak bir kaza sonucu parmağım kesilmişti geçen haftalar ve yine benim küçük meleğim parmağımdaki kesiği her görüşünde öperek “anne uf” oldu, öptüm deçti” demişti.
 İsmini “Asude” koymamın nedeni buydu huzuru ve sükuneti sevmeme rağmen hayatıma bir türlü sokamamam. Seni görenler hani bunun asudeliği . Sessiz, mutlu, huzurlu bir hali yok diyor bende dahil. Uykunda da olsa sükûnet oldun sen bu sabah bana, huzur oldun. Küçük ellerindeki sıcaklığı, gözlerindeki masumiyeti yüreğime serpiştirdin. Unuttuğum dostlarımı, dost sıcaklığını yaşattın. Hayatımızı tümden huzurla kaplamak için biraz daha büyümeni beklemem gerekecek belki ama olsun bu bebeklik hallerindeki şirinlik kapatıyor zaten tüm mutsuzluklarımı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder