Baharı Beklerken
18 Haziran 2013 Salı
Gümdeme dair özet
Selam Uzun süredir işyeriyasaklı olduğu için bloğuna yazamıyorum Ama Ülke gündemi bizi beklemiyor.At izinin itizine karıştığı garip bir zamandan geçiyoruz ve kimin nerde durduğu belli değil.Yıllardır tanıdığım insanların duruşu değişik. Komşumla mesai arkadaşlarımla ilişkiler koptu kopacak. Arada selam verip geçtiğimiz farklı düşünce yapılarında olup yinede bu dönemde önemli mevkilere getirililenlerin tencere tavayla çalmakla başlayıp nasılda kin kustuklarını gördük.Bu kadar hengameden sonra hersey gelip geçer herkes unutur bu günleri ama ben eskisi gibi bugün düşmanca bakanları edilen küfürleri unutmam mümkün değil.
24 Eylül 2012 Pazartesi
İKİ ÇOCUKLA MİSAFİR SENDROMU
Dün misafirim vardı iki gündür onun telaşı, ev temizliği hazırlık yap
felan derken hem çocukların hem eşimin hem kendimin psikolojisi bozuldu .Bir değişiklik
yapalım dedik misafirlerimizi evde değil piknikte ağırlayalım. Çocuklar
çimenlerde koşsun oynasın, atlara binsin,ördeklere baksın felan filan.Gerçi
evde yaptığım hazırlıkları eşim çantayı hazırladığı için almamış; bizde ızgara
tavukla misafirin getirdiği kek ve börekle idare ettik sonrasında da eve geçip
bir çayda evde içtik.
Arkadaşlarla vakit geçirmek çok güzel , hele birde çocukları varsa
asudeyle de arkadaş olup oynuyorlar .Ama işte her misafir öncesi ben acayip gergin oluyorum çocuklarda benden çok
geriliyor nedense; minik kucaktan inmek istemiyor, uyumuyor, emmiyor , vızırdıyor.Asudeyse
peşimden koşup nereyi toplasam dağıtmakla, nereyi temizlesem kirletmekle meşgul
oluyor. En kötüsü de kırk yılın başında bir iş yapacak olup ta bana yardım
edecek olan kaynanadan beter koca kişisi gelipte başımda gardiyanlık yaptıkça
iyice çıldırıyorum.Çocuklara baksada keşke bütün evi temizlesem, kırk çeşit
yemek , pasta döktürsem ah ah…Bizimki iki çocuğun idaresini bana bıraktığı
yetmezmiş gibi işte böyle zor zamanlarda üstüne de iş verir şunları da hallet
bunları da yap diye.İşte bizim bir misafir ağırlama maceramız tamda böyle
başlıyor sonuçta yarım yamalak temizlenmiş bir ev , saçmasalak hazırlanmış bir
iki ikram ve dışardan alınmış kurabiye vs…
Tüm bu yorgunluğun üzerine misafirler gidince, dinlenme faslına
geçmeden tabi birde oyuncakları toplama, bulaşık vs derken son enerjimi de
harcamış oluyorum. Çocukların gözünün içine bakıyoruz artık uyusunlar da
dinlenelim diye . tamda inceldiği yerden kopacak olan hat işte orda kopuyor.
Zira misafir öncesi hazırlıklarda nevri
dönen çocuklar nedense toparlanamıyor hemen ve inadına uyumuyor, gecenin
ilerleyen saatlerine kadar yorgun yorgun ikisini birden uyutmaya çalışırken ve
yine devreye şalteri atmış koca kişisi çıkıp yardım etmek yerine krizi
derinleştiriyor da derinleştiriyor.Çocuklar uyuduktan sonra üzgün ve bitap
şekilde ben ağlamaya başlıyorum ve her defasında bir daha misafir ağırlamama
kararı alıyorum.Tabi bu karar en fazla bir hafta sürüyor bir sonraki hafta sonu
gelince biz yine baştan en şeyleri yaşarken buluyoruz kendimizi.Misafiri çok
seviyoruz ama misafir ağırlamayı beceremiyoruz ah bu işin sırrını bir çözebilsem
…
9 Eylül 2012 Pazar
YÜREK YARAM ASUDEM
Dün gece yalnızdık evde bir çok zaman olduğu gibi.Bizim küçük vızırdanıyor sürekli. Gün boyu uyutma çalışmaları, dalar dalmaz emzirme derken nerdeyse hiç uyumadı .Tabi uykusuzluktan iyice hırçınlaştı , susturamaz oldum birde çıt çıksa uyanıyor hanımefendi.Asude de tam gaz enerji, hoplama zıplama , kahkahalar uyutup uyandırılma seansları çok yordu beni.Gece saatde iyice ilerleyince topladım kızları haydi yatağa ...Asude başladı yatakta debelenmelere ne yapsam uykuya ikna edemedim.Çok sinirlenmişim , gözüm dönmüş bir yandan bağırırken çocuğun kolunu tutup sıkmışım canı yanmış, anne anne diye ağladı .Sonrasında ben başladım ağlamaya.Özür diledim ellerimi uzattım hadi sende bana yap diye .Hayır yapmayacam dedi ben seni dövmek istemiyorum.Daha da kötü oldum ağlamaya başladım .Hadi bana küçük kuzu masalını anlat dedi sessizce kardeşini uyandırmamak için.Uyumak istemeyen ve buyüzden hasta olup büyümeyen küçük kuzu masalını anlattım herzamanki gibi .Anlatırken gizlice ağlıyor gözyaşlarımı çaktırmadan siliyordum, sarıldım, öptüm, kokladım, saçlarını okşadım.Saçlarım güzel mi anne diye sordu,Çok güzel tabiki dedim , ipek saçlı kızım benim.Ne kadar zayıflamış kuzum kardeşi doğduğundan beri ellerini kollarını inceledim.İkiside uyudu ben uyumadım,uyuyamadım sabahta erkenden kalkıp yine ağlamaya başladım.
7 aylık küçücük bir bebekti ben onu bırakıp işe başladığımda .Bakıcı arayışından çok bunalıp kimseye güvenemeyince rica minnet zorla bir arkadaşımı ikna etmiştim ona bakması için.Oda sağolsun işe başlayacağımın bir önceki günü vazgeçince kalmıştık ortada.Önce annem geldi 2 ay kaldı sonra dedesiyle birlikte başka bir bakıcı bir ay kaldılar.Dede de gidince bakıcıyla yalnız kaldı kuzum dört ay.bu süre zarfında sürekli ağladı, hiç mutlu olmadı, bakıcısını hiç ama hiç sevmedi .Biz daha yeni birini bulalım derken kadın kendi bıraktı aniden.Sonrasında hayatımda verdiğim en talihsiz kararım olan açılmamaış kreşe getirip götürmelerim.Arkadaşlarım, tanıdıklarım diye güvenipte bırakırdım meğersem ortada çocuk kendi kendine dolanır o gün kim varsa onun umuduna kalırmış.Sonrasında bir ay yeni bir bakıcı .Tam onu seviyor bu defa oldu derken bu bakıcınında ailevi nedenler dolayısıyla vazgeçmesi...En sonunda taşındık; evin tam karşısındaki kreşlede anlaştık.İşte tam o zamanlar başladım blog yazmaya özledikçe kuzumu hasretimi dökmeye çalıştım satırlarıma.Bu süre içerisinde en iyi çözümüm kreş oldu sanırım .Alışması çok uzun zaman aldı sabahları uykuda babası bırakırdı akşamları ben alırdım.Eskaza birşey çıkarda sabah bana kalırsa muhakkak uyanır ağlar benide kandırırdı,Ya işe gitmez izin alırdım ya da onuda takar peşime doktora gidecez bahanesiyle işyerine götürürdüm.Çok zor günler geçirdik kuzumla. Ne ben alıştım onu bırakmaya ne o alıştı bensizliğe.Hep ağladım arkadasından , vicdan azabıyla.Hıncımı , çalışmak zorunda oluşumun acısını çoğu zaman eşimden çıkarmaya çalıştım onunda huzurunu bozdum hep.Zaten işyerimde çok lanet bir yer onunda sıkıntısıyla kendimden bile nefret ediyordum artık.Sonrasında mucize gibi alışmaya başladı kızım okuluna .Haftasonları gitmek ister oldu.Tam herşey rayına girdi derken süpriz ...
Hamile olduğumu anladığım gün işyerimin bahçesinde oturup ağlamıştım saatlerce .Yine aynı çelişkiler , ayrılıklar, güvensizlikler...Sonra Asudemle birlikte vakit geçirmek için fırsat işte diye sevinmiştim.Doğum iznine ayrıldığım ilk günler iyiydi .Birlikte tiyatroya gidiyor sürekli geziyorduk yağmur çamur demeden.Sonrasında kötü giden hamileliğim, hastanede yatışlar, doğum derken hiç bakamadım kuzuma.Eskisi gibi sarılarak uyutmamı istiyor hala 6 ay geçmesine rağmen .Babasıyla uyumuyor bana sarılacak, en az uydurulmuş 3 masal anlatacam, o saçlarımla oynayacak sonrası derin uykuya geçiş...
Uyumuyor diye kızdım ya bende olsam uyumazdım sanırım.Her uyuyup uyandığımda başımda farklı biri , anne baba işte.Tam gün hapsedip kreşe çocuğu sonrasında sağlıklı bir ruh hali beklemek .Çok acımasız bu hayat.Kapitalist sistem dayatmaları banada kuzuma göre de çok ağır.Bir sürü kadın var bana özenen ah keşke okusaydım, bende meslek sahibi olsaydım diyen.Bir bilseler nasıl ateşten gömlek bu illet bir kere başladın mı, alıştınmı bırakamazsın artık.Çalışmamanın; saygı görmemek, adam yerine konmamak demek olması, ekonomik şartlar vs bir sürü bahaneyle çocuklarımı yetim gibi büyütmenin ne demek olduğunu...
Çok ajite ediyorum belki , binlerce kadın var hatta daha ağır şartlarda çalışıpta çocuklarını bırakan.Yetim kalmış bir sürü çocuk var annesini babasını hiç görmeyen.Bunları düşünüp teselli bulmaya çalışıyorum.Sonuç dün gece kuzumun gözlerinde çaresizlik hüzün karşımı bir buğu gördüm ya benim hakkım yok dedim bunları yaşatmaya,kızmaya , azarlamaya ..Asude çoktan unuttu olanı biteni belkide, ben bir affedilsem kendimi...Anne olmayı bceremiyorsam haketmiyorum demekki...Ben hiç annelik yapamadım sana kuzum affet...
2 Eylül 2012 Pazar
SERZENİŞ
Bir hüzün ekilince yüreğime suskunlaşıyorum nicedir...Susmak kendimi ifade edemediğimden değil de; daha çok karşıdaki insanın anlamak istemeyeceğini bildiğimden.Bir durgunluk bir sukunet içerisinde kendimin nasıl değiştiğini nasıl başkalaştığımı gözlemliyorum.İnsanların çoğunda eskiye özlem kaçınılmaz birşeydir, mazi hep daha güzel gelir nedense, bana güzel gelense eski ben , kendime olan saygım, özgüvenim...
Şimdi 3 yaşındaki kızıma bile ezilip büzülüyorum mahcup bir şekilde .Önüne gelenin ezip geçeceği bir böcek gibi değersiz ve zayıf hissediyorum kendimi.Nasıl bu noktaya geldim, o dik ve mağrur başım nasıl böyle eğildi yerlere kadar hatırlamıyorum.Ben mi sebeptim kendimi değersizleştirmeye ahirzaman önüne gelen tüm değerli kıymetli ne varsa öğütüp tüketiyor mu yoksa bana yaptığı gibi?
Çok kırgınım, kızgınım, üzgünüm...
Saygı yoksa karşındakinde sana karşı olumlu kayda değer alınacak hiçbir güzel haslet yoktur bence .Saygı tükendiyse, tükenmemiş hiçbirşey kalmamıştır.
O vakit çekip gitme vaktidir bu alemden... Yüreklerden silindiysem şayet hayatından da gitme vaktim çoktan gelmiştir...
7 Ağustos 2012 Salı
İKİ KIZ ANNESİ OLMAK
İki sevimli mi sevimli bir o kadar da cadı kızım var
benim. Oysa hala kaldırım taşlarında sek sek oynayan küçük kız olarak görürken
kendimi birden iki kız annesi buluverdim.evet bu iki şirin kızı Rabbim bana
verdi emanet olarak koruyup kollamak ona güzel bir kul olarak yetiştirebilmem
için …
İlk çocuğuma hamileyken erkek yeğenlerini daha çok
seven bir teyze olarak oğlum olsun
istiyordum feminist yaklaşımlı bana yakışmayacak bir şekilde .Hamdolsun
dünyalar güzeli Asudem oldu.İkinci kızımın gelişi zaten tam bir mucize.Aklımda
fikrimde çocuk yokken ve hatta çalışıyor olmam nedeniyle bir daha çocuğa
zulmetmemek için çocuk yapmam diyen ben bir de baktım çift çizgi…İkinci çocuğa
gerek yok ama olacaksa da kız olsun derken öğrendim ki ikinci bebişimde
kızmış.Her ne kadar konu komşu, akraba civarda kim varsa “neyse hayırlısı
olsun, sağlıklı olsunda” deyip sanki kız deyince evlat değil de başka bir şey
doğuruyormuşum gibi konuşsada ben pek mesut oldum.
Efendim zira ikinci bebeninde aynı cinsiyette olması
bir kere çok ekonomik.Süslü püslü elbiselerimiz, envai çeşit bebeklerimiz
ikinciye miras kalacak .Aynı odada uyuyabilecekleri gibi;ertelediğim çocuk
odasını zevkle pembiş pembiş, çiçekli böcekli bir güzel süsleyebildim.
Ama benim için en önemli noktası kuzucuklarımın
birbirine daha çok destek olabileceği düşüncesiydi.Evlenirken, doğum yaparken
hep yalnız kalan ben yavrularımda benim gibi olmasın birbirine destek olsun
diye düşündüm.Benim bu arada 4 ablam vardır duyurulur ve buna rağmen her daim
yalnız kalmışımdır her nedense…Maddi olarak yalnız olsam da kendi özel
sebepleriyle yanımda olamayan ablalalarım en azından manevi olarak hep yanımda
olmuş, sırdaşım, akıl danışmanım olarak hep destekçim olmuşlardır şimdi
haklarını da yemeyeyim.Yani dedim ki kısaca bu dört ablanın biri olmasa çok
eksiklik olurdu hayatımda ama erkek kardeşler ve bir abim olmasa da çok şey
değişmeyecekti benim için .Hatta maalesef ailemdeki bu inanılmaz abartı
derecesindeki erkek evlat düşkünlüğüde olmayacaktı ve ben bu nedenle annemi
babamı daha çok sevebilecektim.Çocukluğumu hatırladıkça hep yüreğimi burkan bir
şeyler olmayacaktı ve hala anneme küs olamayacaktım bugün belkide.
Ben böyle düşündüm Rabbimden istedim O’ da verdi
Hamdolsun.İnşallah birbiriyle sırdaş , kardeş , dost olarak büyürlerde
kuzularım, çok çok iyi anlaşırlar.
25 Temmuz 2012 Çarşamba
Bizden kısa kısa haberler
Şimdi artık bloga yazı minnak kucaktayken veya emzirirken olunca bol bol imla hatası ve kısa haber formatında olacak bir süre.
Asude üç gündür güle oynaya kreşe gidiyor ya pek mesuduz ailece.Kuzum büyümüş haliyle sıkılıyor evde arkadaş arıyor görüşecek konu komşu olmayınca arkadaş için kreşe gidiyoruz sevinerek.Bugünleri göreceğimi hayal edemezdim Asude ağlar ben ağlar o kreşe ben işe derken;anne okulumu ara beni alsınlar diyor hatta o arada 5 dk beklemede niye gelip beni almadılar diye üzülüyor.Böylelikle evde sürekli tvde izlemiyor kardeşinide hırpalamıyor e bende iki saat dinlenmiş olurum dedim ama minnak ablası yok diye sanırım kriz çıkarıyor:)
Şimdilik bu kadar bir dahakine konum iki kız annesi olmak inşallah:)
Asude üç gündür güle oynaya kreşe gidiyor ya pek mesuduz ailece.Kuzum büyümüş haliyle sıkılıyor evde arkadaş arıyor görüşecek konu komşu olmayınca arkadaş için kreşe gidiyoruz sevinerek.Bugünleri göreceğimi hayal edemezdim Asude ağlar ben ağlar o kreşe ben işe derken;anne okulumu ara beni alsınlar diyor hatta o arada 5 dk beklemede niye gelip beni almadılar diye üzülüyor.Böylelikle evde sürekli tvde izlemiyor kardeşinide hırpalamıyor e bende iki saat dinlenmiş olurum dedim ama minnak ablası yok diye sanırım kriz çıkarıyor:)
Şimdilik bu kadar bir dahakine konum iki kız annesi olmak inşallah:)
24 Temmuz 2012 Salı
İkinci Kez Anne Olmak
Sevgili Blog günler haftalar aylar geçti ölmedim yaşıyorum vee 2. kez anne oldum artık benim minicik bir kızım daha var.
İlk 4 ay miniğin uyku düzensizlikleri gaz sancıları, Asudemin kardeş kıskançlığı ve benim toparlanmam derken epey bir ihmal ettim seni biliyorum.Aslında şu anda da yolda olup eve gelmeye çalışan oruçlu koca kişisine sofra hazırlamam gerekte artık dur dedim şu hayata lütfen bir iki dakikalığına akma dur bende soluklanıp bir bloğuma yazayım .
2. çocuk nasıl birşey merak edenler varsa söyleyeyim harika bir duygu sanki ilk defa anne oluyormuşum gibi heyecanlı ve daha zevkli .Zira ilkindeki acemilik yok herşeyin daha farkındasın ve bu yüzden ikinciler daha zor bebekte olsa sana daha kolay geliyor.Birde ilkinde telaştan durup çocuğunu sevmeyi akıl edemiyorsun ama 2.de her anının geçeceğini bildiğinden ağlarkende uyurkende gülerkende doya doya seviyorum.(Tabi bu sevmeler Asude tarafından bol kriz ve kaprislere yol açıyor ama artık idare ediyoruz).
Birde hamile olduğumu öğrendiğimde bir ay ağlamış üzülmüştüm sonrasında da neyse bari Asude en azından bu vesileyle benimle kalır çalışmam iznim olur, birlikte vakit geçirmiş olurum diye teselli buluyordum.Şimdi kocaman bir yuh çekiyorum ya kendime Allahım bu güzellik gelecek diye nasıl üzülür insan:)Hatta sanki Asudeden daha çok seviyorum gibi geliyor .Zira ilkinin bebekliğini unuttuk ya:)
Sözün özü benim minnak kara kara bir sürü saçı olan şirin mi şirin maviş gözlü bir sincap olunca bol bol yiyorum onu. Bu seferki kuzu ısıra ısıra sevilecek bebelerden yani.Birde şimdiden tv görünce kocaman açıp gözlerini seyretmese daha da sevecem ya:)
İlk 4 ay miniğin uyku düzensizlikleri gaz sancıları, Asudemin kardeş kıskançlığı ve benim toparlanmam derken epey bir ihmal ettim seni biliyorum.Aslında şu anda da yolda olup eve gelmeye çalışan oruçlu koca kişisine sofra hazırlamam gerekte artık dur dedim şu hayata lütfen bir iki dakikalığına akma dur bende soluklanıp bir bloğuma yazayım .
2. çocuk nasıl birşey merak edenler varsa söyleyeyim harika bir duygu sanki ilk defa anne oluyormuşum gibi heyecanlı ve daha zevkli .Zira ilkindeki acemilik yok herşeyin daha farkındasın ve bu yüzden ikinciler daha zor bebekte olsa sana daha kolay geliyor.Birde ilkinde telaştan durup çocuğunu sevmeyi akıl edemiyorsun ama 2.de her anının geçeceğini bildiğinden ağlarkende uyurkende gülerkende doya doya seviyorum.(Tabi bu sevmeler Asude tarafından bol kriz ve kaprislere yol açıyor ama artık idare ediyoruz).
Birde hamile olduğumu öğrendiğimde bir ay ağlamış üzülmüştüm sonrasında da neyse bari Asude en azından bu vesileyle benimle kalır çalışmam iznim olur, birlikte vakit geçirmiş olurum diye teselli buluyordum.Şimdi kocaman bir yuh çekiyorum ya kendime Allahım bu güzellik gelecek diye nasıl üzülür insan:)Hatta sanki Asudeden daha çok seviyorum gibi geliyor .Zira ilkinin bebekliğini unuttuk ya:)
Sözün özü benim minnak kara kara bir sürü saçı olan şirin mi şirin maviş gözlü bir sincap olunca bol bol yiyorum onu. Bu seferki kuzu ısıra ısıra sevilecek bebelerden yani.Birde şimdiden tv görünce kocaman açıp gözlerini seyretmese daha da sevecem ya:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)