6 Mart 2011 Pazar

Mübarek Cuma

Yine sıkıcı bir işgünü. Çalışmaya başlamak için tam bir saat gazetenin nerdeyse ilanlar hanesini bile okudum. O kadar uzattım ki işi şu an hala önümde okumak için bekleyen bölümleri duruyor.
Tamda bugün işyerlerindeki mobing üzerinde yazmaya karar vermişken evliliklerle ilgili bir anket çalışmasına yardımcı olmak üzere başlıyorum ankete. Allahım ne biçim sorular bu? Sanki ülkemdeki tüm evlilikler aslında bitecekte kadınlar tarafından toplum, ekonomi, çevre baskısı nedeniyle zorunlu sürdürülüyor. Her soruda alttan “hadi korkma cesaret etsen bırakıp kocanı kaçacaksın demi” psikolojisi. Tvdeki dizilerden çokça etkilenmiş sanırım bu akademisyenler. Ya da sanırım tam tersi dizilerden çokça etkilensin diye yazılan senaryoların toplumu ne kadar etkileyebilmiş olduğunun başarı ölçümü.
Tamam, yani bizim toplumun erkekleri özellikle de muhafazakâr kesimde öyle romantik filmlerden kopmuş gelmiş Romeo değiller ama sırf çocuk, toplumsal kaygılarla da ömür boyu çekmek zorunda kalacağımız kadar da değil yani. Hoş her ne kadar iki gündür gecikmeli de olsa sevgili kocamın doğum günüm için gecikme bahaneleriyle bana göndereceği çiçeği bekliyor olsam da hala.  
Boşayayım mı yani şimdi doğum günümü henüz 3 yıllık evli olmamıza rağmen ben hatırlatmadan hatırlamaması, üstelik hatırlatmama rağmen bir çiçeği üç gün boyunca çiçek sepetinden sipariş verip gönderme becerisi dahi gösteremediği için. Bilemiyorum beklide haklılar yıllarca biz bu adamların fakirlik dönemlerini, maçoluklarını “kocamızdır, çocuğumuzun babasıdır” diye çekelim kırkı geçince de düzelince ekonomileri bulsunlar yirmilik hatunu zenginliğin sefasıyla değme Romeolara taş çıkarsınlar romantizm de.

Gerçi ben klasik türk kadını gibi benim kocam yapmaz böyle bir şey diyenlerdenim. Ama malum şu sıralar muhafazakâr kesimi laboratuar hayvanı gibi incelemeye alan malum medya Başakşehirdeki kinci evliliklere takmış durumda. Adam dindarsa iki ev geçindirmeye de gücü varsa kesin vardır bir dalaveresi gizli kapaklı hatunu naraları gazete sütunlarında dolaşıyor. Üstüne de bu anketin agudik gubidik soruları gelince ne oluyoruz erkeklerden bu iş kadınlara mı geçti dedim? Artık şimdide kadınlar mı bırakıp ikinciyi bulacaklar? Soruya bakın mesela. “Kadınlar da erkekler kadar cinsel özgürlüğe sahip olmalıdırlar.”Ben mi anlayamadım diyorum yani bu ne demek şimdi? Erkeklerin ne zaman böyle bir özgürlüğü oldu da şimdi kadına verme sırası geldi. Gel de buna şimdi birden beşe kadar puan ver. Ya Rabbi fesuphanallah…
Neyse yazımın sonuna doğru gelmişken arayıp sevgili kocamı sen misin doğum günü mü es geçen bloğuma yazayım seni görürsün dedim ama tam telefonu kapatırken çiçek geldi ama olsun iki gün gecikmenin cezası da olsun bu kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder